Küçük bi aksilikten sonra bulduğumuz Antwerpenen gayet büyük ve gösterişli bir istasyonu vardır abartmıyorum neredeyse İzmir Havaalanı kadar.Zaten bu şaşkınlığımız iner inmez aslan heykelleriyle foto çekilmemizden belli olmakta :D KEşif sırasında şehir turu yapan gezi araçları bulunur ve 10 € bayılaraktan şehir yorulmadan gezilir. Gayet zevkli ve eğlenceli tavsiye ediyorum. Ama önemli gördüğünüz yerlerde inip müzeleri gezmeyi ihmal etmemelisiniz çünkü aynı araç 1 saat sonra sizi almaya gelicek ve geziye kaldığınız yerden devam etme şansına sahip olacaksınız ;) İzmirden ayrıldığımızdan beri denizin yüzüne hasret kalmıştık ki nehir mi deniz mi olduğuna karar veremediğimiz hatta kısa bi süre bu konuda tartıştığımız su birikintisi akıntısı olarak tanımlayabileceğimiz olayla karşılaştık. Hemen yanındada konuyla bağlantılı denizcilikle ilgili bir müze bulduk. Çok harika maketler vardı bu müzede ve burası içinde 3€ ödedik. Ayrıca bu güzel şehir mücevherleriyle meşhur olduğunu duymuştuk şehir kendini ispatladı ve sıraya bir sürü mücevher dükkanıyla karşılaştık. Fiyatları görünce koşar adım uzaklaştık camdan :D Acıkan karınlarımızı doyurduktan sonra biraz daha alışveriş merkezlerini dolaştık bu dolaşma sırasında aramızdaki meraklı çoğunluk sayesinde çok enteresan bir alışveriş dükkanını ziyaret ettik.Gayet komik ve garip bi dükkandı burası umarım bi çoğunuz tahmin etmişsinizdir.Ve sonra tekrar trenimize binip sevgili yurt odalarımıza geri döndük. :) Bir keşif günü daha sona ermiştik. Darısı yenilerine :)
ANTWERPEN'de BİR GÜN
Yeni yerler keşfetme umuduyla yola çıktığımız bir gün daha. Akşam eğlencesinden geç dönen arkadaş grubunu uyandırma görevi akşam CCNA sınavına çalışmak zorunda kalan bendeniz ve Mehmet'e düşer. Büyük bi hızla tren saati ve ücretleri netten kontrol edilir. Tüm millet seferber edilir kalkması için ardından tren istasyonundayız. 10 kullanımlık GO-PASS biletlerimize sefer gün saat ve varış yeri yazılır ve doğru peron bulunuraktan trene binilir. Buraya kadar herşey yolundadır aslında ta ki aktarmalı kavramını anlamamış olan bizler inilmemesi gereken durakta inip aynı hızla tekrar aynı trene bininceye kadar. Böylece doğal yollarla aktarma yapılmış olunur :D
Küçük bi aksilikten sonra bulduğumuz Antwerpenen gayet büyük ve gösterişli bir istasyonu vardır abartmıyorum neredeyse İzmir Havaalanı kadar.Zaten bu şaşkınlığımız iner inmez aslan heykelleriyle foto çekilmemizden belli olmakta :D KEşif sırasında şehir turu yapan gezi araçları bulunur ve 10 € bayılaraktan şehir yorulmadan gezilir. Gayet zevkli ve eğlenceli tavsiye ediyorum. Ama önemli gördüğünüz yerlerde inip müzeleri gezmeyi ihmal etmemelisiniz çünkü aynı araç 1 saat sonra sizi almaya gelicek ve geziye kaldığınız yerden devam etme şansına sahip olacaksınız ;) İzmirden ayrıldığımızdan beri denizin yüzüne hasret kalmıştık ki nehir mi deniz mi olduğuna karar veremediğimiz hatta kısa bi süre bu konuda tartıştığımız su birikintisi akıntısı olarak tanımlayabileceğimiz olayla karşılaştık. Hemen yanındada konuyla bağlantılı denizcilikle ilgili bir müze bulduk. Çok harika maketler vardı bu müzede ve burası içinde 3€ ödedik. Ayrıca bu güzel şehir mücevherleriyle meşhur olduğunu duymuştuk şehir kendini ispatladı ve sıraya bir sürü mücevher dükkanıyla karşılaştık. Fiyatları görünce koşar adım uzaklaştık camdan :D Acıkan karınlarımızı doyurduktan sonra biraz daha alışveriş merkezlerini dolaştık bu dolaşma sırasında aramızdaki meraklı çoğunluk sayesinde çok enteresan bir alışveriş dükkanını ziyaret ettik.Gayet komik ve garip bi dükkandı burası umarım bi çoğunuz tahmin etmişsinizdir.Ve sonra tekrar trenimize binip sevgili yurt odalarımıza geri döndük. :) Bir keşif günü daha sona ermiştik. Darısı yenilerine :)
Küçük bi aksilikten sonra bulduğumuz Antwerpenen gayet büyük ve gösterişli bir istasyonu vardır abartmıyorum neredeyse İzmir Havaalanı kadar.Zaten bu şaşkınlığımız iner inmez aslan heykelleriyle foto çekilmemizden belli olmakta :D KEşif sırasında şehir turu yapan gezi araçları bulunur ve 10 € bayılaraktan şehir yorulmadan gezilir. Gayet zevkli ve eğlenceli tavsiye ediyorum. Ama önemli gördüğünüz yerlerde inip müzeleri gezmeyi ihmal etmemelisiniz çünkü aynı araç 1 saat sonra sizi almaya gelicek ve geziye kaldığınız yerden devam etme şansına sahip olacaksınız ;) İzmirden ayrıldığımızdan beri denizin yüzüne hasret kalmıştık ki nehir mi deniz mi olduğuna karar veremediğimiz hatta kısa bi süre bu konuda tartıştığımız su birikintisi akıntısı olarak tanımlayabileceğimiz olayla karşılaştık. Hemen yanındada konuyla bağlantılı denizcilikle ilgili bir müze bulduk. Çok harika maketler vardı bu müzede ve burası içinde 3€ ödedik. Ayrıca bu güzel şehir mücevherleriyle meşhur olduğunu duymuştuk şehir kendini ispatladı ve sıraya bir sürü mücevher dükkanıyla karşılaştık. Fiyatları görünce koşar adım uzaklaştık camdan :D Acıkan karınlarımızı doyurduktan sonra biraz daha alışveriş merkezlerini dolaştık bu dolaşma sırasında aramızdaki meraklı çoğunluk sayesinde çok enteresan bir alışveriş dükkanını ziyaret ettik.Gayet komik ve garip bi dükkandı burası umarım bi çoğunuz tahmin etmişsinizdir.Ve sonra tekrar trenimize binip sevgili yurt odalarımıza geri döndük. :) Bir keşif günü daha sona ermiştik. Darısı yenilerine :)
Belçikaya varış...
Büyük bir heyecanla başladı Belçika macerası. Birçok acemelik ve kazanılan tecrubelerle dolu bir macera.Daha havaalanında yaşadığımız koşuşturmacadan anlamıştık nefes nefese bir Erasmus programı olacağını. Elimizde kilolarca valizlerle Bruksel havaalanından tren istasyonuna geçişimiz çektiğimiz işkence tabi daha çok Mehmet ve Orhan çekti bu işkenceyi centilmen insanlar :) Brukselden Leuvene varışımız ama bi türlü Youth Hosteli bulamayışımız. Enteresandır taksi şöferleride bilmiyordu :) Zorla Youth Hosteli buluşumuz. Sevgili Griet hocamızın bizi sımsıcak bi gülümsemeyle karşılaması ve sunulan su ve sandwiclere saldırışımız :D Yorgun argın valizleri taşıdık odalarımıza.Tam yabancı bir ülkede yapayanlız kaldık diye düşünürken Erasmus grubunda 8 Türk olduk çoğunluğu oluşturduk.Hatta KHLeuvenin ana sayfasına bu çoğunluğumuzla konu olduk :D Hızla geçen Introduction week ardından KHLeuven Residance yerleştik ve zamanla alışmaya başladık bu şehre, içki içtikten sonra samimi olan ayılınca normale dönen insanlarına, bir yağıp bi açılan havasına , çok kireçli suyuna , bol biralı %5 alkol oranlı içkili gece yaşamına, gündüzün 6sından kapanan marketlerine , tuvalet kağıtlarının tuvalete atılması şart olan tuvaletlerine , ... Ve daha bi çok şeyine ama herşey daha çok yeni ve yaşanacak çok tecrube var bu ülkede ;)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)